Hangi işyerlerinde risk değerlendirmesi yapma zorunluluğu vardır

İŞ YERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILIR?

Burak TUNA

12 Ekim 2019, Cumartesi

Bu yazımda işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği (İSG) risk değerlendirmesinin ve acil durum planlarının hazırlanma şartlarından ve nasıl yapılması gerektiğini anlatacağım.

Ülkemizde İSG ile ilgili tüm konularla ilgili sorumluluklar 6331 sayılı İSG Kanunu ve bağlı yönetmelik hükümleri ile yerine getirilmektedir. İSG Kanunu ile birlikte 1 Ocak 2013 tarihinden tüm işyerlerinde tehlike sınıfı ayırt etmeksizin risk değerlendirmesi ve acil durum planı hazırlanması zorunlu olmuştur.

İşyerleri az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere üç tehlike sınıfına ayrılmaktadır. İşyerinizin tehlike sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğin ekinde bulunan NACE kodu ve tehlike sınıfı eşleştirme tablosuna göre belirlenmektedir. NACE kodu işyeri açılırken, işyerinin ana faaliyet koduna göre seçilen 6 haneli bir koddur. NACE kodunu en kolay şekilde vergi levhasından öğrenebilirsiniz. İşyerinizin tehlike sınıfı risk değerlendirmesi ve acil durum planı hazırlama yükümlülüğünü etkilemez iken yapılan risk değerlendirmesi ve acil durum planı çalışmalarının yenilenme sürelerini etkilemektedir. İşyeri tehlike sınıfına göre; az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıf işyerleri için risk değerlendirmesi ve acil durum planı sırasıyla en çok 6, 4 ve 2 yılda bir yenilenmelidir.

Öncelikle işveren işyerinde risk değerlendirmesi ve acil durum planının yapar veya yaptırır. Öncelikle risk değerlendirmesi çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğini ele alalım. Eğer işveren iş güvenliği uzmanı ise kendi işyerinde iş güvenliği uzmanlığı görevini yerine getirebilir. Bu sebepten risk değerlendirme çalışmalarında iş güvenliği uzmanının görevini de yerine getirebilir.

İşyerlerinde risk değerlendirmesi yapılmasının amacı iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için gerekli olan düzeltici, önleyici ve kontrol tedbirlerinin proaktif bir yaklaşım ile belirlenmesidir. Proaktif yaklaşım iş kazaları ve meslek hastalıkları yaşanmadan önlem alınmasıdır. Kanun koyucu İSG Kanunu ve buna bağlı mevzuat hükümlerini proaktif yaklaşım mantığıyla düzenlemiştir.

Risk değerlendirmesi çalışmalarının şartları İSG Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Risk değerlendirmesi; tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir. Çalışanların risk değerlendirmesi çalışması yapılırken ihtiyaç duyulan her aşamada sürece katılarak görüşlerinin alınması sağlanır.

Risk değerlendirmesi çalışmaları bir ekip çalışmasıyla yapılır. Risk değerlendirme ekibi; işveren veya vekili, o işyerinde görevli olan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi, çalışan temsilcisi ve destek elemanından oluşur. İşveren, ihtiyaç duyulduğunda bu ekibe destek olmak üzere işyeri dışındaki kişi ve kuruluşlardan hizmet alabilir. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme yükümlülüğü başlamamış işyerlerinde risk değerlendirme ekibinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görev almadan risk değerlendirme çalışmaları yapılabilir. Eğer; işveren isterse bunun için bir iş güvenliği uzmanından danışmanlık hizmeti alabilir. Örneğin; şu an için 50’den az çalışanı olup az tehlikeli sınıf işyerlerinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirme zorunluluğu yoktur. Bu işyerleri risk değerlendirmesi çalışmaları için herhangi bir iş güvenliği uzmanından danışmanlık hizmeti alabilirler.

Risk değerlendirme çalışmalarına öncelikle çalışma ortamındaki tehlikeler belirlenerek başlanmalıdır. İşyerinde bulunan tehlikelerin belirlenmesi için bu konuda tecrübeli ve bilgili olan iş güvenliği uzmanının görüşlerine önem verilmelidir.

Ülkemizde tehlike ve risk kavramları birbirinin eşanlamlısı olarak kullanılmakta olup sık sık karıştırılmaktadır. Tehlike; işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelidir. Risk ise Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalidir. Yani; riskin meydana gelmesi için ortamda tehlikenin varlığı söz konusu olmalıdır. Tehlike yoksa riskte yoktur. Bu sebepten öncelikle işyerlerinde tehlikenin var olup olmadığına bakılmalı ve tehlikeler belirlenmelidir. Tehlike ve risk kavramlarını daha iyi anlamak için bir örnek verelim, işyeri zemininde bulunan bir su birikintisi tehlikedir yani üzerine basılıp kayılabilecek potansiyel bir durumdur, fakat ıslak zeminin varlığı orada bulunan kişilerin üzerine basıp kayacağını garanti etmez. Çalışma ortamında bulunan ıslak zemin bir tehlikedir. Islak zemin üzerine basma ihtimali sonucu kayarak yaralanma bir risktir. Gördüğünüz gibi riskin için olasılık ve şiddet bulunur. Bir deyişle en basit anlamda risk=olasılık x ihtimal şeklinde eşitlik olarak yazılabilir.

Çalışma ortamındaki tehlikeler belirlendikten sonra bu tehlikelerden kaynaklanacak riskler belirlenir. Tabi risklerin analiz edilmesi için bir risk analizi metodu seçilir. Dünya genelinde kullanılan 100’den fazla risk analiz metodu bulunmaktadır. Toplanan bilgi ve veriler ışığında belirlenen riskler; işletmenin faaliyetine ilişkin özellikleri, işyerindeki tehlike veya risklerin nitelikleri ve işyerinin kısıtları gibi faktörler ya da ulusal veya uluslararası standartlar esas alınarak seçilen yöntemlerden biri veya birkaçı bir arada kullanılarak analiz edilir. Yani işyerinde risk değerlendirmesi yapılırken ulusal veya uluslararası standardı olan risk analiz metotlarından biri seçilmelidir. Tespit edilmiş olan tehlikelerin her biri ayrı ayrı dikkate alınarak bu tehlikelerden kaynaklanabilecek risklerin hangi sıklıkta oluşabileceği ile bu risklerden kimlerin, nelerin, ne şekilde ve hangi şiddette zarar görebileceği belirlenir. Bu belirleme yapılırken mevcut kontrol tedbirlerinin etkisi de göz önünde bulundurulur.

Değerlendirilen riskler oluşabilme ihtimalleri ve şiddetleri göz önünde bulundurularak büyükten küçüğe doğru sıralanır. Daha sonra bu risk değerlerinin kabul edilebilir seviyeye indirebilmek için alınması gereken düzeltici, önleyici ve kontrol tedbirlerine karar verilir. Risk kontrol tedbirleri kararlaştırılırken risk kontrol adımları sırasına riayet edilmelidir. Her zaman toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik verilmelidir.

Risk kontrol adımları şu sırayla uygulanmalıdır.

1. Tehlike veya tehlike kaynaklarının ortadan kaldırılması.

2. Tehlikelinin, tehlikeli olmayanla veya daha az tehlikeli olanla değiştirilmesi.

3. Riskler ile kaynağında mücadele edilmesi: a) Mühendislik önlemleri b) İdari kontrollerin uygulanması c) Kişisel koruyucu donanım kullanılması

Tüm bu kontrol adımları uygulanılarak risklerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi sağlanır. Ardından risk değerlendirmesi dokümante edilmelidir. Risk değerlendirmesi dokümante edilirken aşağıdaki bilgilere yer verilmelidir:

a) İşyerinin unvanı, adresi ve işverenin adı.

b) Gerçekleştiren kişilerin isim ve unvanları ile bunlardan iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi olanların Bakanlıkça verilmiş belge bilgileri.

c) Gerçekleştirildiği tarih ve geçerlilik tarihi.

ç) Risk değerlendirmesi işyerindeki farklı bölümler için ayrı ayrı yapılmışsa her birinin adı.

d) Belirlenen tehlike kaynakları ile tehlikeler.

e) Tespit edilen riskler.

f) Risk analizinde kullanılan yöntem veya yöntemler.

g) Tespit edilen risklerin önem ve öncelik sırasını da içeren analiz sonuçları.

ğ) Düzeltici ve önleyici kontrol tedbirleri, gerçekleştirilme tarihleri ve sonrasında tespit edilen risk seviyesi.

Risk değerlendirmesi dokümanının sayfaları numaralandırılarak; gerçekleştiren kişiler tarafından her sayfası paraflanıp, son sayfası imzalanır ve işyerinde saklanır. Risk değerlendirmesi dokümanı elektronik ve benzeri ortamlarda hazırlanıp arşivlenebilir.

Risk değerlendirmesi dokümante edildikten sonra rafa kaldırılıp tozlanacak bir doküman değildir. Risk değerlendirmesi her zaman yaşatılmalıdır. Şöyle ki; risk değerlendirmesi çalışmaları sırasında gözden kaçan veya yeni ortaya çıkan riskler hemen değerlendirilmeli ve risk değerlendirmesi güncellenmelidir. Ayrıca; yapılan çalışma ortamı gözetimlerinde görülen uygunsuzluklar için düzeltici faaliyet raporu hazırlanmalı ve bu hususlarda risk değerlendirmesine eklenmelidir.

Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda, yürütülen işler için diğer işverenlerin yürüttüğü işler de göz önünde bulundurularak ayrı ayrı risk değerlendirmesi gerçekleştirilmelidir. İşverenler, risk değerlendirmesi çalışmalarını, koordinasyon içinde yürütmeli, birbirlerini ve çalışan temsilcilerini tespit edilen riskler konusunda bilgilendirmelidir.

Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerlerinde ayrı ayrı gerçekleştirilen risk değerlendirmesi çalışmalarının koordinasyonu yönetim tarafından yürütülür. Yönetim; bu koordinasyonun yürütümünde, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden diğer işyerlerini etkileyecek tehlikeler hususunda gerekli tedbirleri almaları için ilgili işverenleri uyarır. Bu uyarılara uymayan işverenleri Bakanlığa bildirir. Örneğin; ikamet amaçlı kullanılan sitelerde site yönetimi çalışan istihdam ediyor ise (kapıcı, güvenlik, bahçıvan vb.) site için risk değerlendirme çalışması yapmalıdır.

İşyerinde çalışanlar, çalışan temsilcileri ve başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar ve bunların işverenleri; işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri ile düzeltici ve önleyici tedbirler hakkında bilgilendirilmelidir.

Sonuç olarak; tüm işyerlerinde risk değerlendirme çalışmalarının yapılması ve bu çalışmalar sonucunda kararlaştırılan düzeltici, önleyici ve kontrol tedbirlerinin işyerinde uygulanması o işyerinde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için çok önemli bir husustur. Ülkemizde kamuoyu, işveren ve çalışanlar bu konuda duyarlı olmalı ve İSG kültürünün oluşması için gerekli özeni göstermelidir.

İşyerlerinde risk değerlendirme çalışmalarının yapılmaması nedeniyle herhangi bir teftiş sonucunda işyerine tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre 8.615 -25.845 T.L. arasında idari para cezası uygulanır. Ayrıca işyerinde yaşanacak yaralanmalı veya ölümlü bir iş kazası sonucunda işveren tazminat ve hapis cezası ile cezalandırılabilmektedir.

İşyerinizde hala risk değerlendirmesi çalışması yapmadıysanız gerekli hassasiyeti göstererek en kısa sürede yapmanız bir vatandaşlık görevidir ve ülkemizde İSG kültürünün oluşması için atılacak altın değerinde bir adımdır.

Vergi, SGK, İş, Ticaret Mevzuatı ile ilgili güncel konularda uygulamaya yönelik bunun gibi diğer makaleleri , Danıştay Kararlarını ve özelgeleri düzenli olarak takip etmek, ücretsiz danışmanlık hizmetimizden yararlanmak için siz de abonemiz olun.

 Abonemiz Olmak İçin Tıklayın.

Maliye Postası Dergisi içeriğini incelemek için tıklayın. 

Diğer örnek makaleleri okumak için tıklayın.

Hangi işyerlerinde risk değerlendirmesi zorunludur?

Tüm tehlike sınıfındaki ve en az 1 çalışanı olan tüm iş yerleri risk değerlendirmesi yaptırmalıdır.

Ülkemizde 6331 sayılı yasaya göre hangi işletmelerde risk analizi yapılmalıdır?

En az bir tane personel çalıştıran tüm işletmeler bu risk analizini yaptırmak durumundadır. Eğer işletmede bir personel çalışmıyorsa işveren kendisi bu işletmeyi çalıştırıyor ise bu yükümlülüğün dışında tutulmaktadır.

Risk değerlendirmesi kimleri kapsar?

Risk değerlendirmesi ekibi aşağıdakilerden oluşur. a) İşveren veya işveren vekili. b) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri. c) İşyerindeki çalışan temsilcileri. ç) İşyerindeki destek elemanları.

6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu kapsamında hangi işyerlerinde risk değerlendirilmesi yapma yükümlülüğü vardır?

3- Risk Değerlendirmesi Yapma Zorunluluğu Kimleri Kapsamaktadır? Bu zorunluluk, 6331 sayılı Kanunun ikinci fıkrasında bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilen istisnalar dışındaki çalışanları olan her yeri kapsamaktadır.