Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri

Henüz Vakit Varken, Gülüm

  • Beğen
  • Antolojim
  • Yorumlar
  • Paylaş
  • Tweetle

Henüz vakit varken, gülüm
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli,
incecikten bir yağmurla karışarak.
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,..........
..........

Nazım Hikmet Ran
Kayıt Tarihi : 15.12.2000 18:28:00

Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri
Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri
Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri
Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri
Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri
Şiiri Değerlendir

  • Bayram
  • Kadın

© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık

Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri

Çerez Tercihlerinizi Seçin

Çerez Bildirimimizde ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere alışveriş yapmanızı sağlamak, alışveriş deneyiminizi iyileştirmek ve hizmetlerimizi sunmak için gerekli olan çerezleri ve benzer araçları kullanırız. Ayrıca, bu çerezleri müşterilerin hizmetlerimizi nasıl kullandıklarını anlamak (örneğin, site ziyaretlerini ölçerek) ve böylece iyileştirmeler yapabilmek için kullanıyoruz.

Kabul ederseniz, Çerez Bildirimimizde açıklandığı üzere, Amazon mağazalarındaki alışveriş deneyiminizin tamamlayıcısı olarak da çerezleri kullanacağız. Buna, benzersiz tanımlayıcı gibi standart cihaz bilgilerini depolayan veya bunlara erişen birinci ve üçüncü taraf çerezlerinin kullanılması dahildir. Üçüncü taraflar, kişiselleştirilmiş reklamları görüntülemek ve ölçmek, hedef kitle içgörüleri oluşturmak ve ürünleri geliştirip iyileştirmek amacıyla çerezleri kullanır. Bu çerezleri reddetmek, daha ayrıntılı seçimler yapmak veya daha fazla bilgi almak için "Çerezleri Özelleştir" öğesine tıklayın. Çerez Bildiriminde açıklandığı üzere, Çerez Tercihleri sayfasını ziyaret ederek seçimlerinizi dilediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. Amazon'un kişisel bilgileri (Amazon Store sipariş geçmişi gibi) nasıl ve ne amaçla kullandığı hakkında daha fazla bilgi almak için lütfen Gizlilik Bildirimimize bakın.

Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri

  • Home
  • My Books
  • Browse ▾

    • Recommendations
    • Choice Awards
    • Genres
    • Giveaways
    • New Releases
    • Lists
    • Explore
    • News & Interviews

    • Art
    • Biography
    • Business
    • Children's
    • Christian
    • Classics
    • Comics
    • Cookbooks
    • Ebooks
    • Fantasy
    • Fiction
    • Graphic Novels
    • Historical Fiction
    • History
    • Horror
    • Memoir
    • Music
    • Mystery
    • Nonfiction
    • Poetry
    • Psychology
    • Romance
    • Science
    • Science Fiction
    • Self Help
    • Sports
    • Thriller
    • Travel
    • Young Adult
    • More Genres

Find & Share Quotes with Friends

Henüz Vakit Varken Gülüm Quotes

Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri
Henüz Vakit Varken Gülüm by Nâzım Hikmet
1,827 ratings, 4.49 average rating, 104 reviews

Henüz Vakit Varken Gülüm Quotes Showing 1-17 of 17

“Thinking of you is pretty, hopeful,
It is like listening to the most beautiful song
From the most beautiful voice on earth...
But hope is not enough for me any more,
I don't want to listen to songs any more,
I want to sing.”
Nazım Hikmet, Seçme Şiirler

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, / yetmişinde bile, meselâ, zeytin dikeceksin, / hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, / ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, / yaşamak, yani ağır bastığından.”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi meselâ”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende, ben, imkânsızlığı seviyorum.

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı iştihasıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkânsızlığı seviyorum,
fakat aslâ ümitsizliği değil...”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Bu dünya soğuyacak günün birinde, / hattâ bir buz yığını / yahut ölü bir bulut gibi de değil, / boş bir ceviz gibi yuvarlanacak / zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“The best sea has yet to be crossed.
The best child has yet to be born.
Our best days have yet to be lived;
and the best word I want to say to you
is the word I have not yet said.”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.

Ona sorarsanız:
"Lâfı bile efilmez,
mikroskobik bir zaman."

Bana sorarsanız:
"On senesi ömrümün."

Bir kurşun kalemim vardı
ben içeri düştüğüm sene.
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
Ona sorarsanız:
"Bütün bir hayat."
Bana sorarsanız:
"Adam sen de, bir iki hafta."

Katillikten yatan Osman,
ben içeri düştüğümden beri,
yedi buçuğu doldurup çıktı,
dolaştı dışarlarda bir vakit,
sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri,
altı ayı doldurup çıktı tekrar,
dün mektup geldi, evlenmiş,
bir çocuğu doğacakmış baharda.

Şimdi on yaşına bastı,
ben içeri düştüğüm sene,
ana rahmine düşen çocuklar.
Ve o yılın titrek, ince, uzun bacaklı tayları,
rahat, geniş sağrılı birer kısrak oldular çoktan.

Fakat zeytin fidanları hâlâ fidan,
hala çocuktur.

Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde
ben içeri düştüğümden beri.

Ve bizim hane halkı
bilmediğim bir sokakta
görmediğim bir evde oturuyor.

Pamuk gibiydi, bembeyazdı ekmek
ben içeri düştüğüm sene.

Sonra vesikaya bindi,
bizim burda, içerde, birbirini vurdu millet
yumruk kadar, simsiyah bir tayın için.
Şimdi serbestledi yine,
fakat esmer ve tatsız.

Ben içeri düştüğüm sene,
İKİNCİSİ başlamamıştı henüz.
Daşav kampında fırınlar yakılmamış,
atom bombası atılmamıştı Hiroşima'ya.

Boğazlanan bir çocuğun kanı gibi aktı zaman.
Sonra kapandı resmen o fasıl,
şimdi ÜÇÜNCÜDEN bahsediyor Amerikan doları.

Fakat gün ışıdı her şeye rağmen
ben içeri düştüğümden beri.
Ve "Karanlığın kenarından
ONLAR ağır ellerini kaldırımlara basıp
doğruldular" yarı yarıya.

Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine,
ben içeri düştüğüm sene
ONLAR için yazdığımı:
"Onlar ki toprakta karınca
suda balık
havada kuş kadar
çokturlar,
korkak, cesur,
cahil, hakîm
ve çocukturlar,
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
şarkılarımda yalnız onların mâceraları vardır."
Ve gayrısı,
meselâ benim on sene yatmam,
lâfü güzaf.”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Kubbeli, çınarlı mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Analardır adam eden adamı
aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Çocuklara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

Gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

İhtiyarlıkta aklına insanın,
tatlı anıları gelmeli yalnız.
Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
efendiler, siz de ihtiyarsınız.
Bulutlar adam öldürmesin.”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
- Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
- Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
Ve artık
biliyorum:
Toprağın
Yüzü güneşli bir ana gibi
En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olanın parmaklarına
başımı kurtarmam kâbil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak...

Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...

Kadın sustu.

SARILDILAR

Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...

AYRILDILAR...”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter Rıhtımı'nda dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli
incecikten bir yağmurla karışarak.

Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından, gülüm,
ıslak salkımsöğütlerin.
Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şeyler çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız.”
Nâzım Hikmet Ran, Henüz Vakit Varken Gülüm

“That's it' one day Mother Nature will say to us, 'no more laughter, no more tears, my child.'
The vast, infinite life will begin all over again,
a life not seeing, not talking, not thinking.”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“I don't have a mount with a saddle worked in silver,
I've no private means,
no property, no land.
All I own is a pot of honey.
Its colour redder than fire,
a pot of honey!

My honey is all I have...
I keep my property and land,
my pot of honey, I mean -
safe from vermin.
But wait, friend, wait...
While I have honey in my pot
the bees will come
from as far away as Baghdad...”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“The lemon scented geranium in the pot smells stronger.
The seas roar.
Autumn is here with its full clouds and wise earth.

My darling.
The year is mature now.
It seems to me we have lived through a thousand-year adventure,
but we are still wide-eyed children running
hand in hand, barefoot in the sun.”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm

“Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar,
satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!”
Nâzım Hikmet, Henüz Vakit Varken Gülüm


Welcome back. Just a moment while we sign you in to your Goodreads account.

Nazım hikmet henüz vakit varken gülüm şiiri

Henüz Vakit Varken Gülüm ne anlatıyor?

İstanbul'un işgali ortamında, işgal kuvvetlerinin halka yaptıkları zulüm ve baskıyı, birkaç canlı olayla iyice hisseden şair bunu şiirlerinde açıkça yansıtır. Bu duyguların bir yapıya geçmesinde Anadolu'yu yakından görmesi, Anadolu insanının çilesini, sefaletini gözlemlemesi büyük önem taşır.

Henüz Vakit Varken Gülüm şiir kitabı mı?

Henüz Vakit Varken Gülüm, Nazım Hikmet Ran'ın seçme şiirlerinden oluşan, isterseniz bir solukta okuyabileceğiniz, isterseniz de zamana yayarak kendinize birkaç şiir molası vererek bitirebileceğiniz bir kitap.

Henüz Vakit Varken Gülüm kime yazıldı?

Henüz Vakit Varken Gülüm, Nazım Hikmet Ran'ın seçme şiirlerinden oluşan, isterseniz bir solukta okuyabileceğiniz, isterseniz de zamana yayarak kendinize birkaç şiir molası vererek bitirebileceğiniz bir kitap.

Henüz Vakit Varken Gülüm kaç sayfa?

Henüz Vakit Varken Gülüm.