Ben senden önce ölmek isterim şiir incelemesi

YASAL UYARI: Sitede bulunan tüm içeriklerin telif hakkı yazarına, sanatkarına aittir. İzinsiz hiç bir şekilde kullanılamaz ve kopyalanamaz. Sitemiz; edebiyat, sanat ve sosyal girişime tabi bir şekilde yönetilmektedir, hiç bir kar amacı barındırmamaktadır. (Size ait olup silinmesini istediğiniz yazı içerik için mail atabilirsiniz.)

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

Nazım Hikmet Ran

Ben senden önce ölmek isterim sözü ile nerede rastlaştığım konusunda hafızam pek yardımcı olamasa da beynim ve kalbim derinlere saklamış. Duyduğum bütün şiirler harika ama öncelik sıralaması hep hikayesi olan ve hafiften dokunan şiirlerde.. Öyle ki bu şiir Nazım’ın hapishane dönemlerinde Piraye için yazmış olduğu bir şiirdir. Aynı zamanda Piraye ismine karşı oluşan duygusal bağlılığım, bu şiiri hemen seslendirmem konusunda etkili oldu. Nazım yazdığı için hep en sevilen olarak algılanmıştır ama kimse bilememiştir Piraye’nin ona olan aşkını.

Zira bekler miydi 20 yıl Nazım’ı?

Gelin hep birlikte dinleyelim Nazım’ın büyük aşkını ve Piraye’nin uzun bekleyişler ardındaki yegane sadakatini.

senden önce ölmek isterim.

gideni bulacak mı zannediyorsun?

İyisi mi, beni yaktırırsın,

odanda ocağın üstüne korsun

şeffaf, beyaz camdan olsun

ki içinde beni görebilesin…

Fedakârlığımı anlıyorsun:

vazgeçtim toprak olmaktan,

senin yanında kalabilmek için.

atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz

Toprağa beraber dalacağız.

Ve bir gün yabani bir çiçek

bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse

Ben daha bir çocuk doğuracağım.

Yaşayacağım, ama çok, pek çok,

Ama ölüm de korkutmuyor beni.

Yalnız pek sevimsiz buluyorum

Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?

nevzattiraki

Özgeçmiş 01.01.1992 yılında Düzce'nin Yığılca ilçesinde doğdum. İlk ve orta okulu aynı ilçede tamamladıktan sonra Bolu Merkez İzzet Baysal Anadolu Teknik Lise'sinden mezun oldum. Yaklaşık iki yıl Gebze Tesco KİPA Hipermarkette full-time olarak müşteri hizmetleri elemanı görevini icra ettim. Müşteri memnuniyeti, iade ve değişim, anons, teknik servis kontrolü ve satış gibi bir çok görevlerde bulundum. Çalıştığım yer özgüven sahibi olmamı, insanlarla ilişkilerimi geliştirmemi sağladı. Pratik çözümler bulmayı ve zaman yönetimini öğrendim. Gelişime açık, daima çözüm odaklı ve takım çalışmasına uyum sağlayan biriyim. Bu süreçte üniversiteye hazırlanarak şu an okumakta olduğum Giresun Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünü kazandım. Tirebolu İletişim Fakültesi'ne ait Objektif dergisinde reklam koordinasyonu ekibinde bulundum. 27. Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması'na Mobilus isimli kısa film ve "ÇAYIN TOZU DEĞİL ÖZÜ" ismiyle 42 No'lu Tirebolu Çayı için halkla ilişkiler kampanyasıyla katıldım. 15. Altın Pusula Genç İletişimciler Yarışması için Kadına Şiddeti Durdurmaya Yönelik İletişim Kampanyası hazırladık ve bu yarışmadan derece aldık. Otizmli bireylere destek amaçlı Tohum Otizm Vakfı ve MAVİ JEANS için bir sosyal sorumluluk projesi hazırlayıp MAVİ JEANS Müşteri İlişkileri Müdürü Gülizar GÜVEN'e sunum gerçekleştirdik. Okul topluluklarında görev aldım. Sosyal sorumluluk ekibi içerisinde yer aldım. Tirebolu İletişim Fakültesi'nde latin dansları ve halk oyunları ekibi içerisindeyim. Ders içerikli küçük çalışmalarım bulunmaktadır. Okulda ve projelerimde seslendirme çalışmalarında bulundum. Amatör şiir seslendirme çalışmalarım bulunmaktadır. Her konuda yazabileceğim kendime ait bloğum bulunmaktadır.

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi oradan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.

NAZIM HİKMET RAN