Celal bayar üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi

  • ampül abinin hışmına uğrayıp "ve" ile "fakültesi" kısmının yazılamadığı, belkide gerçek manada bir fakülteden bekleneneni yıllardır * verememiş olması nedeniyle doğru bile sayılabilecek, manisadan çok uzatmalı bir izmir üniversitesinin bir fakültesinin adıdır.

    manisa il sınırlarına izmir tarafından girişte sağ tarafta dağların hemen eteklerindeki düzlük arazilere kurulu an itibariyle 5 büyük hizmet binası ve çevre düzenlemesiyle hizmet vermektedir.
    öğretim elemanı kadrosunda -düne kadar- bolca doçent ve profesör bulundurmasındanmıdır, yoksa öğrenci kalitesindeki vasatlıktanmıdır bilinmez, bu fakülteden 4 yılda mezun olan öğrenci sayısı, 5 yıl ve üzerinde mezun olan öğrenci sayısının 1/3 oranında dağılım gösterir..*

    yardımcı olması bakımından irdelenecek başlıklar;

    (bkz: bes sene makro ekonomiden kalmak)
    (bkz: yöneylem araştırması/@core i)
    (bkz: arap celal)
    (bkz: huseyin karakayali)
    (bkz: tey tey)

    bonus pack;
    (bkz: havuzlu kerhane)

  • kıymetini bilemediğim, hergün neden bıraktım gül gibi okulumu dediğim yer. ilk gün hala aklımda, bir hoca kimler yatay geçiş yapmayı düşünüyor diye sormuştu da neredeyse tüm sınıf el kaldırmıştı. kolay değil 50 kişilik sınıfın 45 i izmirden gelip gidiyordu. herkes dokuz eylül & ege'de falan okuyup sabahları biraz daha fazla uyumayı ister...

    neyse ben zaten tüm derslerden itinayla çaktığım ve alkol partilerinde cirit attığım için yatay geçişin falan imkansız olduğunun farkındaydım. liseyi sayısalcı olarak bitirdiğim için burada ne işim olduğunu da tam idrak edemiyordum açıkçası. aslında ösym nin bize geçtiği bir kıyaktı, sayısalcıların ikinci şansı oluyordu bu fakülteler. ben de itiraf etmeliyim ki onlardan biriydim... ilk senenin sonunda okulu bırakıp sayısal bir bölüm okumaya karar verdim, bir saniye bile kararımı sorgulamadan okuldan çektim gittim..

    şanslıydım, bir sene de kasmanın sonucunda bu sefer dişhekimliği fakültesini kazandım. daha iç tarafta bir üniversiteydi sadece.. herkes çok sevinmişti, puanım ciddi bir artış göstermişti, eskiyle kıyaslanınca daha kolay iş bulabileceğim bir yere yerleştiğim düşüncesi hakimdi.

    neyse bu yeni tercih ettiğimiz fakülteye gittim ve inanır mısınız 5 sene hayatımda geçirdiğim en kötü 5 seneydi. dersler inanılmaz zordu. ders geçme sistemi yerine sınıf geçme sistemi olduğu için her önüne gelen sizi rahatlıkla ezebiliyordu. sosyal ortam sıfıra yaklaşmıştı. eski okulumda yaptığımız 15 dk geçti ders düştü olayını, yeni fakültemde espri niyetine yapabiliyorduk sadece. hocamız gelmese bile beklemek zorundaydık, yine yoklama alınırdı vs.. vs.. garip bir askeriyeye benzer ast üst ilişkisi vardı ve bu eski okulumda daha birinci sınıfken 8 yıllıklarla oynadığım kingleri, 101leri düşününce insana garip gelmekteydi. zaten okulda king oynamak istesende oynayacak yer yok, üniversite içinde kağıt, okey falan oynanabilecek yer yok, alkol satmak bahar şenlikleri dahil yasak düşünebiliyor musunuz? son senelerde bir de hasta bakmaya başlıyorsunuz ki o bölüm zaten inanılmaz, şöyle küçük bir örnek verebilirim, hayati organların, sinirlerin, damarların vs.. olduğu bir bölgeye anestezi yapmayı öğrenirken bile ilk seferinde arkadaşlarla birbirinize yapıyorsunuz. yani bunu uygularken ya da size bu anestezi yapılırken hissettiğiniz gerilim, dişhekimliği fakültesi için küçük bir anı, stressiz bir durum iken, benim aptallık edip bıraktığım canım eski okulum için extrem bir olaydır. okuldaki dedikodu, hasta paslaşma, staj geçme sistemi ve bunun gibi sizi ufalayacak onlarca şeyin yanında kendi sınıfımdan - 30 kişilik sınıf - 3 kişinin okuldan atıldığını da yaşamış birisi olarak, bir ara kafayı iyice bozmuştum ve maalesef bir sene psikiyatrik ilaçlar kullanmak zorunda kaldım. o sene bu ilaçların etkisiyle kilo dengem de bozuldu herşey güllük gülistanlık oldu. neyse sonunda bu okul bitti. çok şükür.

    evet okulumu bıraktım, yeni bir okula gittim, ortamdan ortama akarken, asosyal bir birey oldum, değil king, ihale oynamayı bile unuttum. bilgisayara bakmaktan gözlerim bozuldu, çünkü tek iyi şey internetti. psikolojim bozuldu, kilo dengem bozuldu, elimi kolu incitmeyim sınıfta kalırım diye spor yapma alışkanlığım bozuldu. ve de en önemlisi huzurum bozuldu. neden? daha çok para kazanrım düşüncesiyle. tamam. hadi kazan o zaman, madem bu kadar yoruldun kazan parayı da görelim dedim ve mezun olur olmaz hemen bir muaynehane açtım. ne oldu biliyormusunuz? 2 senedir çalışıyorum ve şu an geleceği tamamen karanlık görüyorum. geçen hafta 800 kadar diş hekiminin devlete alımı için atamalar yapıldı ve binlerce dişhekimi başvurdu. zaten 20 -25 bin dişhekimi var türkiye de ki bunun 5 bini son yıllarda hükümet politikasıyla devlete alındı. ağız diş sağlığı merkezleri kuruldu. niteliğin yerine niceliğin değerli olduğu bir anlayış hakim. tdb ile devlet birbirine girmiş durumda. muaynehanelerin işleri % 80 azaldı ve çoğu yer kapatmak ya da iflas etmek üzere. atamaya başvurup anadolunu bir köşesine gidesim de yok ömür boyu kazandığım tüm parayı iş yeri sahibi ve diş depolarına veresim de yok. ama bir çıkışım da yok.

    sözün özü benim bu okulda cbü de beraber okuduğum ve hala görüştüğü arkadaşlarımın şu an hepsinin adam gibi bir işi var. kimileri biraz bocalasada zorlansada hepsinin düzenli bir geliri var, kimi evlendi, kendi evini, arabasını aldı, çoğunun hayatı yolunda. benim ise tamamen bir kaos hakim, riskli ve doğrudan insanlarla uğraşılan zor bir mesleğe sahibim ve türkiye de geleceği çok kötü durumda.

    bu okulda okuyan arkadaşım, bu okulun kıymetini bil. batıda okumanın, izmire 20 dk uzaklıkta olmanın değeri hiçbirşeyde yok. aklını başına topla. okuluna sahip çık. sakın ama sakın okulunu bırakma!

  • bu okulda geçen hayatı 3 bölüme ayrırsak:
    giriş: "kesin yatay geçiş yapacağım başka yolu yok. yarım dönem sonra deü'deyim"
    gelişme: "öss formu aldım abi, kesin bir yerleri kazanıp gidicem. bu okul olacak gibi değil"
    sonuç: "hacı benim kesin 6ya uzadı. lanet gibi oldu bitmiyor!!"

    --- spoiler ---
    yeni geleceklere not: seçmeli ders olarak beden eğitimini seçmeyin. dağda, taşta soğuk sıcak demden koşmak zorunda kalabilirsiniz.
    --- spoiler ---

  • e o kadar yıllarımızı verdik. buradan ufak da olsa teşekkürü borç saydığım öğretim üyelerini sıralayayım. yeni başlayacaklar için de, ön tanıtım olur.

    canan ay

    pazarlama ile ilgili çoğu derste karşınıza çıkabilecek, ince sesli, tatlı gülüşlü öğretim üyesidir. devamsızlık takıntısının yanı sıra, dersle alakalı örneklendirmeler yaparsanız, kendisinin nazarında 1-0 önde başlarsınız. siz örnek verdikçe, o kendine has ses tonuyla ''başka'' der, örneğe doymaz. sınavlarında 2 tam sayfa yazmadıkça 50 ve üstü not almanız imkansıza yakın orandadır. capital dergisini, gazetelerin reklam sayfalarını takip etmeniz yararınıza olacaktır. sayesinde, pazarlamayı sevenler de var tam tersi soğuyanlar da. bünyeye bağlı bir durum yani.

    hüseyin karakayalı

    hakkında düzülen methiyeler, öğretim dönemi başlamadan önce ayyuka çıkmıştı zaten. donanımlı bir adet iktisatçı. ilk girdiği dersi hiçbir zaman unutmam. küçük bir derslik boyutunda, sesinin inceliğinden dolayı mikrofanla ders anlatması ilk dikkatimi çeken detaydı. öğrencilerine müşteri diye hitap etmesi, ders esnasında söz verdiği öğrencilere taktığı lakaplar, dersin yüzde 50'lik bir diliminde mevcut hükümeti eleştirmesi gibi ona ait bir yığın detay daha bi akıllara mıhlanıyordu gün geçtikçe. devam zorunluluğunu çok takmaz ama kırk yılda bir yoklama listesinden kontol yapar, onda da yakalansanız bile bir sonuca bağlamaz. sınavları ise, ciddi anlamda zordur. ''çalışmayana her şey zor kardeşim'' demeyin, bu adamın dersine 6 yıl periyodik dönemlerde abanırcasına çalışıp da veremeyen arkadaşları tanıyorum. ben namını önceden duymuş ve önlemini almış bir kişi olarak pek de muzdarip olmadım sınavlarından. bu adamın değerini bilin diyeceğim, fakat 2011 yılına kalmadan emekli olacağını duyumunu almıştım. eğer gerçek ise, kaçıranlar için büyük bir kayıptır.

    cengiz yılmaz

    işte, okulda en büyük ayrımlardan birini yaratan öğretim üyesine geldik. fanatikleri olduğu kadar, sevmeyeni de var. işletme ile ilgili sayısal yöntemler alanında her derste karşınıza çıkabilir. ''ders, derste öğrenilir'', en büyük mottosu. devamsızlık konusu onun için bir yaşam tarzı. muhtelif üniversitelerde devamsızlık konulu sempozyumlara katılarak, birikimlerini paylaşır, o derece önemli yani. aman diyim, arkadaşınıza imza attırma gafletine bulaşmayın. cezası direkt ders tekrarı, yaşadım oradan biliyorum. adam olun, dersine girin. aman diyim2; ilk sene girdiği matematik derslerini veremezseniz, götünüz çıkana kadar uğraşırsınız. 3. senede verdim bunu da oradan biliyorum. hayır, övünecek kadar metametikte iyiyim, fakat bu uğurda nice koç, yiğitler toprağa düştü.

    tuna taner

    zamanında fakülte dekanlığını da yapmış, işletme ile alakalı derslerde boy gösteren öğretim üyesidir. genellikle asistanlarına ders anlatmaktan hoşlanır. kendisi bir köşeye çekilip dinlemeyi yeğler. gerekli yerlerde kademeye girer ve muhteşem bir uyumla ders dinletisi sağlamayı çabalar. ceteris paribus en sevdiği kelime öbeğidir.

    asena gülova

    geldik okulun en tatlı ders anlatan öğretim üyesine. bu tatlılığına rağmen hayatında tatsız bir olay yaşamış ve şehit eşi olmuştur. davranış bilimleri, araştırma yöntemleri, örgüt kuramı gibi sosyal bilimler alanında derslere giren biricik hocamızdır. dersleri esprili ve canlı kılmayı sever.

    mustafa gerşil

    sayısal yöntemler alanında derslere giren naif bir öğretim üyesidir. nba muhabbeti açarsanız, güzel dakikalar yaşarsınız. sınavları puanlamada kendi tabiriyle hormonlama tekniğini kullanır.

    coşkun çılbant

    en baba öğretim görevlisidir kendisi. iktisat alanında derslere girer. soru sormaktan bıkarsınız, o cevaplamaktan bıkmaz. öğrenci dostudur, çoğu zaman bir öğrenci gibi davranır. iddialı konuşuyorum, öğrenci-öğretici arasındaki çizgiyi optimum seviyede belirleyen yegane hocadır.

  • izmirden gelip gidenler için, sadece sınav haftaları uğranılan bir fakülte.

    hava yağmurlu olur, '' bu yağmurda okula mı gidilir '' , hava sıcak olur '' bu sıcakta okula mı gidilir '' tarzı bahaneler ile, hiç bir derse girilmez. sınav haftasından bir hafta önce şöyle bir uğranır, ne kadar not varsa toplanır, ders çalışılır, sınavlara girilir, olay biter.

    sınavlardan sonra aylarca tekrar yüzü görülmez.

    aslında sorun öğrencide değil, öğrenciyi kendine çekecek hiç bir yanı olmamasından dolayı böyle bir durum söz konusu.

    hele ki bizim gibi eskiler hiç gitmek istemez, ilk kazandığımızda ne bir bank vardı adam akıllı bahçede, ne adam akıllı bir kantin. samanlık gibi bir yerdi. şimdi yeni kantin yapıldı, yeni banklar kuruldu da, insan üniversite öğrencisi olduğunu hissediyor.

    son senemizde olan bu gelişme olayları, insana '' daha önce nerelerdeydiniz '' diye sitem de ettirmiyor değil hani.

  • muradiye'de bulunan ve malum 21 numara ile yığınlar halinde ulaşım sağlanan fakülte.

    ingilizce bölümlerde öğrenim görenlerin özellikle sbui öğrencilerinin okulu bitirmesi hayalden öte değildir.lakin unutmamak gerek çalışıldığı taktirde başarılmayacak hedef, açılmayacak kapı yoktur.

    * bu sene rektör değişmiştir,eski rektöre kıyasla daha yenilikçi ve öğrenci dostu olmasını umuyoruz.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Celal Bayar Üniversitesi Özel mi devlet mi?

Manisa Celal Bayar Üniversitesi, 11 Temmuz 1992 tarihinde Manisa'da kurulan devlet üniversitesidir.

CBÜ iktisat kaç yıllık?

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 1975 yılında Ege Üniversitesi'ne bağlı olarak önlisans programı olarak kurulmuş, daha sonraları ise lisans düzeyinde Manisa Maliye-Muhasebe Yüksekokulu adıyla 4 yıllık eğitim-öğretim vermeye başlamıştır.

Iktisadi ve idari bilimler fakültesi bölümleri nelerdir?

Fakültemizde eğitim-öğretim faaliyeti gösteren beş bölüm bulunmaktadır: İşletme, İktisat, Maliye, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Siyaset Bilimi ve.Kamu Yönetimi. Bu bölümlerin çatısı altında 13 program bulunmaktadır.

Celal Bayar Üniversitesi Fakülteler nerede?

1964 yılında İlköğretmen okulu olarak eğitim vermeye başlayan fakülte, Manisa'nın Demirci ilçesinde yer almaktadır.